top of page

BİLGİ MERKEZİ

Ara

Güncelleme tarihi: 1 Şub 2021


AR-GE çalışmalarımız sonucu elde ettiğimiz PTA kaynak tozu ŞENMAK-K+ ile Stellite12 tozuna oranla +%10 aşınma mukavemeti sağlanırken oda sıcaklığında test edilmiş sürtünme katsayısında +%40, 300°C’de ise +%30 iyileşme sağlanmaktadır.

senmakadvert

Güncelleme tarihi: 12 Tem 2021



Plastik işleme makineleri sektöründe rekabet gücünü kalite, tasarım ve performans bakımından fark yaratarak vida-kovanlar üreterek kazanan ŞENMAK Makine, üretim kapasitesi bakımından Avrupa’nın ilk 5 firmasından biri olmanın yanı sıra bölgede bilinirliğini ve saygınlığı yüksek tedarikçilerden biri konumunda.


Şirketin genel müdürü ve ”Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Başkan yardımcısı Hüseyin Semerci’den, dünyada baş gösteren, binlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüs salgının özellikle Avrupa ülkelerinde yaşanılanların ekonomi yönüyle Türk şirketlerini ve makine imalat sektörünü nasıl etkileyeceğini sordum.


Üretimimizin yüzde 65’ini Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz.


Almanya başta olmak üzere, İsviçre, Avusturya, Fransa, Finlandiya ve Hollanda gibi sanayi bakımından gelişmiş ülkelerin plastik işleme makineleri sektöründe büyük isimlerle iş ortaklıklarımız bulunmakta.


2019 yılı sonlarında küresel pazardan gelen yavaşlama işaretleri, özellikle Avrupa’da kendini göstermeye başlamıştı.


Hüseyin Semerci; 2020’nin iş ortaklarımız ve müşterilerimiz nezdinde nabız tutmak için Noel öncesi ve sonrası yapmış olduğumuz müşteri ziyaretlerinde bu durumu teyit ettiklerini söyledi.

Üç haftalık yoğun ziyaret trafiğinde Finlandiya, Hollanda, Almanya, Avusturya, İsviçre gibi 5 ülkede onlarca şehir ve binlerce kilometre yol kat ederek müşterileriyle yüz yüze 2020 hedef ve beklentilerini görüştüklerini söyleyen Semerci, ana sektörlerdeki özellikle otomotivdeki daralmaya bağlı plastik işleme makine ve ekipmanları sektöründe de bir daralma yaşanacağı bilgisini müşterilerinden edindiklerini söyledi.


Avrupa’daki iş ortaklarımızı ve müşterilerimizle yaptığımız birebir görüşmelerde yaşanılacak daralma sürecine göre Şubat ayının ilk haftasında 2020 yılı iş programımızı revize etmiştik. Avrupa ülkelerinde yaşanan durgunluk iç piyasamıza da yansımıştı.


Bu süreç sadece bizim şirketimizi değil makine imalat sanayi sektöründeki firmaları da olumsuz olarak etkilemektedir.


Mart ayı başlarında İtalya’da görülen koronavirüs bu günlerde deyim yerindeyse ülkeyi kasıp kavurmakta.


İtalya’da yaşanılanlar, başta Almanya olmak üzere, Fransa, İspanya, İngiltere koronaya karşı önce hava ve kara ulaşımlarıyla giriş ve çıkışlarını durdurmuş ,sınırlarını kapatarak ülke genelinde karantina uygulamaları bu ülkelerdeki sağlık sektörü dışında faaliyet gösteren şirketler faaliyetlerini askıya almak zorunda kaldılar.


Bu ülkelerde tam anlamıyla bir panik yaşanıyor. Yaklaşık on gündür Avrupalı iş ortaklarımız ve müşterilerimizle yeterince iletişim sağlayamıyoruz.


Büyükçe bölümü home-ofis olarak çalışma moduna girmişler.


Görüşebildiklerimiz ise siparişleri durdurduklarını bu sürenin de ne kadar olacağını öngöremediklerini dile getiriyorlar.


Şirketimizde Ar-Ge merkezimiz dahil 90 kişilik nitelikli elemanlardan oluşan bir kadromuz bulunuyor.


Bu süreçte ekonomik boyutuyla direnebildiğimiz kadarıyla eleman çıkarmamaya karar verdik. 2020 yılı iş programımızda almak zorunda olduğumuz nitelikli çelik olmak üzere kullandığımız diğer ham maddelerimizi Ocak ayı içinde satın aldık.


Hadımköy’de konuşlanan, 6 bin m² kapalı alanda üretim yapan şirketimiz kira, enerji, personel ödemelerimiz ve diğer genel giderlerimiz, SGK, vergi gibi zorunlu ödemelerin yanında hammadde temininde ve işletme sermayesi olarak kullandığımız banka kredileri etkisiyle ciddi boyutlarda finansman yüküyle karşı-karşıya kalmış durumdayız.


Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 19 maddeden oluşan “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi”nde yer alan çözümleri olumlu bulmakla birlikte şirketimizin ve sektörümüzdeki diğer firmaların yaşamakta olduğu ve giderek ağırlaşacak finansman sorunlarımıza yeterli çözüm olamayacağı bu nedenle sorunlarımıza çözüm getirecek mutlaka ilave yeni düzenlemelerin yapılacağına inanıyoruz.


(Kullandığımız kredilerin para ve faiz ödemeleri, ödeme vadelerinden itibaren bir yıl süreyle ve faizsiz olarak ertelenmesi, bu süreci hasarsız atlamak için faizsiz nefes kredi uygulaması, "SGK, KDV ve muhtasar ödemelerinin yılsonuna kadar ötelenmesi, enerji giderlerinde de faizsiz yılsonuna kadar erteleme gibi)


Başta kamu bankaları olmak üzere kredilerdeki olumlu düzenlemelerini takdirle karşılarken KGF’nin bu süreçte de daha aktif olması gerektiğini söylemeliyim.


Dünya sağlık örgütü tarafında pandemi olarak ilan edilen bu virüs salgınından insan yaşamında ve ekonomilerde ciddi hasarlar bırakacağı görülüyor


.“Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi”nde ‘istihdam ve üretimi sürdürme’ ilkelerine gücümüz yettiğince destek olacağımızı, yukarıda anlatmaya çalıştığım koşullarında üretim yapan biz ve bizim gibi imalat sektöründe yer alan şirketlere, başta Sayın Cumhurbaşkanımızın sahip çıkmalarıyla, ülkemizin ekonomisini, sanayisini yöneten bakanlarımızın ilave ekonomik destekleri yürürlüğe koyarak sahip çıkacaklarına inanıyorum.


ŞENMAK olarak asla karamsar değiliz bu süreçte yeni pazarlar için olağanüstü çaba göstererek ülkemizin ekonomisine katkımızı sürdüreceğiz” diyor, ŞENMAK Genel Müdürü Hüseyin Semerci.




Güncelleme tarihi: 21 Eyl 2021


“Koronavirüs etkilerini üç şekilde ele almakta fayda görüyorum. Birinci senaryo; Çin ağırlıklı seyrederse ki şu an seyri pek öyle gözükmüyor hızlı bir şekilde diğer ülkelerde de baş göstermeye başladı. Bu ciddi bir belirsizlik oluşturur. Kısa vadeli fırsatlar olabilir ama orta ve uzun vadede bu senaryo da ciddi sıkıntılara gebe. Çünkü Çin dünyanın en büyük ihracatçısı olduğu gibi en büyük de ithalatçısı aynı zamanda.

Çin üretmez, üretemez ise arz güvenliği ile ilgili sıkıntılar başlayabilir. Domino etkisi ile tüm sektörleri etkileyecek, ham madde arzından ara malı arzına, tedarik zincirini koparacak, sonuçta maliyetleri alt üst edecek birçok sorunla yüzleşebiliriz.

İkinci senaryo ki, kötü senaryo; Virüsün Türkiye’de baş göstermesi ki bu durumla karşılamama durumumuz ya mucize, ya yalan olur. Önlemleri geç aldığımızı ve olası enfektelere karşı ödevimizi iyi çalışmadığımızı düşünüyorum. Umarım olmaz ama bir anda ciddi vakalar ile karşılaşabiliriz. Bu olasılık, bizi en büyük pazarımız olan AB pazarında ciddi zorluğa sokar. Hepimizin malumu en büyük pazarımız AB, ihracatımızın yarısını AB’ye yapıyoruz. İhracatımız içinde çok küçük bir paya sahip İran ile insan trafiğine önlem almakta çok geciktik. Hatta diğerleriyle de, hep önlemleri geriden aldık.

Eee ne var bunda, Avrupa’da virüs etkisi altında, her tarafta baş gösterdi dersek eğer, inanın kendimizi kandırmış oluruz, bilinsin ki birbirlerine gösterdikleri hoşgörüyü bize göstermeyeceklerdir. Ülkemize adım atmayacakları gibi, bizi de kapılarından içeri sokmazlar. AB bizim en büyük pazarımız ama biz AB’nin en büyük pazarı değiliz. Çok canımız yanar çok… Üçüncü senaryo; Global ve baş edilemeyen bir salgına dönüşürse ki buna pek ihtimal vermiyorum. Büyük bir kaos oluşur. Dünya, 1990’lar öncesine dönmek için çabalar ama bunu da beceremez.”



ARŞİV

bottom of page